top of page

ORDU VE DOĞAL AFETLER


Küresel ısınma, Türkiye’yi ciddi şekilde etkileyen ve etkileri her geçen yıl daha da belirginleşen çok ciddi bir kriz haline gelmiştir.

Coğrafi olarak ılıman kuşakta yer almamıza rağmen, iklim değişikliğine karşı kırılgan bir ülkeyiz. Çünkü hem tarıma bağımlıyız hem de su kaynaklarımız sınırlı.

Bu konuda çok daha duyarlı olmalıyız ki, geleceğimiz kararmasın. Ben de yıllardır bu konuda yazılar yazarak dikkat çekmeye çalışıyorum. Umarım küçük de olsa olumlu bir katkı yapabilirim.

Peki, Türkiye’de küresel ısınmanın en belirgin etkileri neler?

SICAKLIK ARTIŞI

*Türkiye genelinde son 50 yılda ortalama sıcaklık yaklaşık 1.5°C artmıştır.

*Özellikle Güneydoğu, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde yaz ayları daha uzun, daha sıcak ve daha kurak geçmektedir.

*Kışlar ise daha ılıman hale gelirken, kar yağışları kısa aralıklarla şiddetli olmaktadır.

*Ara mevsimler neredeyse kaybolmuş, kasırga vari rüzgarlar artmıştır.

KURAKLIK

*Türkiye’nin büyük bir kısmı yarı kurak iklim kuşağında yer alıyor. Bu nedenle su stresi, yakın gelecekte yaşayacağımız en büyük sorunlardan biri olabilir.

*Düzensiz yağışlar nedeniyle barajlar her yıl daha düşük dolulukla sezonu kapatıyor. Yeraltı suları azalıyor.

*Kuraklık, tarımı, içme suyunu ve enerji üretimini (özellikle hidroelektrik) tehdit etmektedir.

TARIMDA VERİM KAYBI

*Küresel ısınma, ürün çeşitliliğine olumsuz etki yapmaktadır. Bazı bölgelerde geleneksel ürünlerin yetişmesinde azalmalar gözlemlenmektedir.

*Tarımsal kuraklık nedeniyle verim düşmekte, rekolte azalmaktadır. Bu da gıda fiyatlarına zam olarak yansımakta ve halkın alım gücünü zorlaştırmaktadır.

*Zararlı böceklerin (özellikle bölgemizde kokarca) ve bulaşıcı hastalıkların yayılması da ciddi tehditler arasında yer alıyor.

ORMAN YANGINLARI

*Özellikle Akdeniz ve Ege bölgelerinde her yaz büyük çaplı yangınlar çıkmaktadır.

*Aşırı sıcak, düşük nem ve rüzgar, yangın riskini artırmaktadır.

*Son yıllarda çıkan yangınlar, Türkiye tarihinin en büyük yangınları arasında yer almıştır.

DENİZ SEVİYESİ YÜKSELİŞİ

*Deniz seviyesi yükselmesi veya dengesiz azalması, kıyılarımızda erozyonu tetiklemektedir.

*İstanbul, İzmir, Antalya gibi kıyı şehirleri, deniz seviyesi yükselmesinden etkilenme riski taşımaktadır.

*Kıyı şeritlerinde erozyon, tuzlu su karışımı ve yapılaşma sorunları artmaktadır.

KÜRESEL ISINMA İÇİN ALINAN ÖNLEMLER

Devletin, küresel ısınma ile mücadele için attığı adımlar sevindiricidir. Örneğin:

*İklim Değişikliği Başkanlığının kurulması

*2021’de Paris İklim Anlaşması’nın imzalanması

*2053 yılına kadar net sıfır karbon hedefinin açıklanması

*Yenilenebilir enerji yatırımlarının (güneş, rüzgar) hızla artması

Bu gibi önlemler, uzun vadede önemli bir fark yaratabilir.

ORDU VE DOĞAL AFET RİSKİ

Ordu, Karadeniz Bölgesi'nin coğrafi ve iklimsel özellikleri nedeniyle doğal afet riski taşıyan bir bölgedir. Özellikle heyelan, sel ve fırtına gibi afetler, Ordu ve çevresinde sıkça yaşanmakta ve zaman zaman ciddi can ve mal kayıplarına neden olmaktadır.

HEYELAN

Ordu’nun en büyük doğal afet tehdidi, heyelandır. Bölgenin engebeli yapısı, yoğun yağış ve suya doygun topraklar, heyelanı tetiklemektedir. Yerleşim yerlerinin eğimli arazilerde bulunması, ormanların hoyratça yok edilmesi ve maden arama faaliyetleri, bu riski daha da artırmaktadır. Bölgenin doğal yapısına zarar vermemek, geleceğimiz açısından kritik bir önem taşımaktadır.

SEL BASKINLARI

Karadeniz ikliminin etkisiyle, özellikle yaz ve sonbahar aylarında ani ve şiddetli yağışlar yaşanmaktadır. Bu yağışlar, kısa sürede dere yataklarının taşmasına ve sel felaketlerine yol açmaktadır. Şehir içi altyapı yetersizliği, betonlaşma ve dere yataklarına yapılan inşaatlar bu riski çok daha büyütmektedir. 2021’de Ordu’da meydana gelen sellerde ciddi hasarlar yaşanmıştır.

FIRTINA VE HORTUMLAR

Küresel ısınma ile birlikte Karadeniz’deki sert hava koşulları daha da şiddetlenmiş ve deniz fırtınaları, dolu ve hortumlar daha sık görülmeye başlanmıştır. Bu tür olaylar, kıyı yapıları ve balıkçı tekneleri üzerinde büyük zararlar oluşturmakta ve hava ile deniz taşımacılığını aksatmaktadır.

DEPREMLER

Depremler, ülkemizin gerçeği olduğu gibi, Ordu’nun da gerçeğidir. Şehir, aktif deprem kuşakları üzerinde yer almasa da Kuzey Anadolu Fay Hattı’na oldukça yakın bir konumda bulunuyor. Son zamanlarda bu bölgelerdeki hareketlilik nedeniyle acil bir durum değerlendirmesi yapılması gerektiği aşikardır. Ordu, depreme ne kadar hazır? Binaların fiziki yapısı, 6 büyüklüğündeki bir depremi kaldırabilecek durumda mı? Bu sorulara yanıt bulmak ve hazırlıklı olmak çok önemlidir.

ÖZETLE

Ordu’da doğal afet riski, özellikle heyelan ve sel odaklıdır. Ancak depremler de göz ardı edilmemelidir. Bu durum, plansız yapılaşma, dere yataklarının daraltılması ve doğaya müdahale ile daha da büyümektedir. Boztepe gibi doğal zenginliklerin korunması çok önemlidir.

Afet yönetimi, halkın bilinçlendirilmesi ve altyapı yatırımları Ordu gibi bölgeler için hayati öneme sahiptir.

YEREL YÖNETİMLERİN ÖNEMİ

Bu konuda yapılacak tüm çalışmaların kalıcı olabilmesi için halkın bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Yerel yönetimlerin bu konuda çok büyük sorumlulukları bulunmaktadır.

Sonuç olarak, küresel ısınma artık sadece geleceğin değil, bugünün de en ciddi sorunudur. Türkiye’nin iklim değişikliğine uyum sağlaması ve sera gazı salımını azaltması şarttır. Aksi takdirde, su, gıda ve enerji güvenliği ciddi şekilde tehdit altına girebilir.

Düşünün, susuz bir hayat mümkün mü?

 
 
 

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page